Gigi Meroni, il ribelle granata

Futbolla ilgilenmiyorum ama insan hikayelerine bayılırım. İnsan hikayelerinin en kötü yanı da bir yanının hep eksik kalmasıdır. Olsun varsın ben yine de dilimin döndüğü kadar şansımı deneyeceğim. Kataloglara bakarken futbolla ilgili bir kitap gördüm, içinde belki çoğunluğun bildiği ama benim bilmediğim detaylar vardı. Bunlardan biri de Gigi Meroni ile ilgili okuduklarımdı. Kendisine çarparak ölümüne yol açan adam 33 yıl sonra Meroni’nin kulübünün başkanı olmuştu.

Hikayeyi bilenleriniz vardır; Gigi Meroni, asıl adıyla Luigi Meroni 1967’de Torino’da forma giyiyor. 15 Ekim 1967’de Sampdoria’yı 4-2 yenmelerini kutlarken nişanlısı Cristiana Uderstadt’ı aramak için dışarı çıkıyor. Hikayenin başka bir versiyonunda ise Meroni, Fabrizio Poletti ile kız arkadaşlarıyla buluşmak üzere dışarı çıkıyor, arabayı park ediyor ve karşıdan karşıya geçerken kaza gerçekleşiyor.

Önce bir araba çarpıyor Meroni’ye ve fırlatıyor, akabinde de bir araba daha çarpıyor. Şansa takım arkadaşlarından Lido Vieri de aynı sokakta otuyor ve kazayı duyunca olay yerine geliyor ama nafile. Meroni’nin ölümüne yol açan ve ona ilk çarpan arabayı kullanan ise Torino F.C.’nin 2000’de başkanı olan Attilio Romero. Romero’nun Meroni’yi ilah haline getirdiği ve hatta arabasında fotoğrafları olduğu söyleniyor. O zamanlar Romero 19 yaşındaymış. Başka bir iddiaya göre ise Romero’nun odasının duvarında Meroni’nin posteri asılıymış ve hatta futbolcunun saç şeklini bile taklit etmiş.

Bu detayların hiçbiri Meroni’nin böylesi bir kazada hayatını kaybetmiş olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ya da iki sürücünün de ceza almamış olmasını. Futbolu için “hem anarşik hem de şiirsel” yakıştırması yapılan Meroni’yi İtalyan spor yazarı “konformistlerin ülkesinde özgürlüğün sembolü” olarak tanımlamış. Meroni’yi George Best ile karşılaştıranlar da olmuş.

Cenazesinin ne kadar kalabalık olduğunu siz de tahmin edebilirsiniz. Torino taraftarı olan İtalyan spor yazarı Herbie Sykes, Romero’nun başkanlığa geldiği dönemde şu yorumu yapmış: “Bunu telafi edemedin.” 2000 – 2005 arası başkanlık yapan Romero sürekli “katil” tezahüratına maruz kalmış. Ki buna da şaşırmamak lazım sanırım.

mac

Bu arada Meroni’nin ölümünden sonra Torino ve Juventus karşı karşıya gelmiş. Maçı 4-0 alan Torino’nun oyuncularından Nestor Combin golleri Meroni’ye ithaf etmiş. Tabii Juventus taraftarları maçın ardından sinirlerini Meroni’nin mezarından çıkarmış. İki takım arasında 1906’da başlayan Derby della Mole olarak bilinen bu derbinin rengi 1967’deki bu olayla değişmiş. O gün bugündür de bu derbi akla şiddeti getirir olmuş.

Meroni saha dışında da dikkat çekici biriymiş. Teşbihte hata olmaz derler, futbolla çok ilgili olmadığımı hatırlatarak, Meroni’nin bana Eric Cantona’yı anımsattığını söyleyeceğim. (Tırnaklarınızı çıkarmazsanız sevinirim.) Uzun saçları ile bile ayrık biriymiş Meroni, hatta Kuzey Kore maçında saçı uzun olduğu için sahadan çıkarılmış, kesmeyi reddedince de zaten birbirlerine girmişler. Bir diğer ilginç nokta ise Meroni ile ilgili yazılan tavuk hikayesi. Tevatüre göre Meroni bir tavuğu yürüyüşe çıkarmış ve hatta ona mayo giydirmeye çalışmış. Muhtemelen bu anlatılanlar Meroni’nin “anarşik” olarak tanımlanabilecek yönlerini açıklamaya örnekti.

Öte yandan “şiirsel” olarak da anılan bir adamdan bahsediyoruz. Meroni’nin Uderstadt’la nişanlı olduğunu söylemiştik. Meroni, takım kaptanının katı disiplini yüzünden yeri gelince kardeşim dediği bu güzel kadının bir sürü portresini çizmiş. Ama hiçbirinde göz yokmuş. Ünlü futbolcu Uderstadt melek kadar güzel olduğu için onu kanvasa yansıtamadığını ve resmi hiçbir zaman bitirmediğini söylemiş. Meroni birkaç kendi portresini de çizmiş.

Yazılanlara göre Uderstadt’ın Meroni ile ilişkisi vardı, evet ama bir ara kısa bir evlilik de yapmış. Hatta kazanın olduğu sırada Uderstadt, evliliğini daha yeni geçersiz kılmış, ikilinin evlenmelerine bir engel kalmamıştı. Fakat öncesinde şöyle bir ayrıntı söz konusu; 1962’de Uderstadt’ın kısa sürecek bu evliliğe adım atarken Meroni Roma’daki törene gelmiş. Sanırım Meroni ne olursa olsun Uderstadt’ı hiçbir zaman yalnız bırakmamış.

mezarGiyimi, tarzı ve tavrı ile belirgin bir ayrım sergileyen Meroni ile ilgili araştırma yaparken şöyle talihsiz başka bir olaya da rastladım: 4 Mayıs 1949’da tarihe Superga Faciası olarak geçen bir kaza yaşanmış. Il Grande Torino olarak bilinen Torino A.C. futbol takımı Lizbon’da Benfica ile karşılaşır, maçı 43- kaybederler ve uçağa binip ülkelerine dönerler. Fakat dönüş yolunda uçak Superga tepesine çakılır ve aralarında 18 oyuncunun da olduğu 31 kişi hayatını kaybeder. Bu iki talihsiz olayı birbirine bağlayan tek şey ise pilotun adıdır: Pierluigi Meroni.

Daha meraklılar ve İtalyancası olanlar için Riccarco Cecchetti ve Marco Peroni’nin “Gigi Meroni, il ribelle granata (İsyankar el bombası)” kitabı bulunuyor.