“Medya, devletin eylemlerinden doğan gizli insan hakları ihlallerine karşı eleştirel bir tepki ortaya koymak suretiyle hayata geçirilebilecek aleniyet ilkesi sayesinde sıradan yurttaşların insan haklarının korunmasına katkıda bulunabilecektir. Ancak Splichal’ı da bahsettiği üzere ticari medyanın yaygınlaşmasının sonucunda, demokratik yurttaşlığın temeli olarak görülen aleniyet düşüncesini önemsemeyen medyanın insan haklarının korunması konusundaki uğraşları da zayıflamaktadır.”
(Hak Haberciliği Dizisi – İnsan Hakları Haberciliği – Syf. 85)

“İnsan haklarına dayalı bir habercilik yani haklar haberciliği sadece günümüzde evren-sel geçerlilik kazanmış insan hakları ile ilgili konuları ve sorunları öne çıkartarak değil,habere konu olan her şeyin insanla ve insan haklarıyla zaten içsel olarak bağlantılıolduğunu fark ettiği ölçüde gerçekleştirilebilir.”
(Hak Haberciliği Dizisi – İnsan Hakları Haberciliği – Syf. 108)

Habere insan merkezli bakmamız gerekmektedir. İhlale maruz kalmış kişi/kişiler ya dakurumların anlattıkları, tanıklıklıkları, soruları ve resmi şikayet başvuruları sizin haberi-niz için veri niteliğindedir. Hak haberciliği, olayları, olguları insan hakları bağlamındaanlamaya çalışan, soruları bu bağlamda soran bir gazetecilik anlayışı gerektirir.

Barış gazeteciliği için bkz: Süleyman İrvan – Barış Gazeteciliği

Örnek haber okuması için bkz: Çiler Dursun – Hak haberciliğinin doğası ve olanağı